Aufrufe: 164
2017 Almanyasında Türkler Yine Malzeme Olacak
Almanya’da 2017’de cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri yapılacak. 12 Şubat’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde koalisyon ortaklarının adayı olan Dış işleri Bakanı Frank Walter Steinmeier’in seçilmesi bekleniyor. Ancak 17 veya 24 Eylül’de yapılacak genel seçimler, mülteci krizi, Birleşik Krallığın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı (Brexit), terör korkusu ve Türkiye krizi nedeniyle daha da önem kazanıyor. Ben bu son şık üzerine dikkat çekmek istiyorum.
Bazı yapılan araştırmalara göre, Almanya’da yaşayan seçmen Türklerin sayısı yaklaşık 1,5 milyon kişi bulunuyor.
Hemen her seçimde siyasilere baktığımızda, camiler ziyaret edilmekte ve sivil toplum çatı kuruluşları ile toplantılar yapılmaktadır. Bu ziyaretlerinde çeşitli vaatler yapılıp oy toplamaktalar. Eğer varsa ellerinde, Türk kökenli milletvekili adaylarını yolluyorlar. Tabii ki, bunlarda baya bir üfürüyor, atıyor tutuyor ki, oylarımızı verelim. Şimdiye kadar hep böyle geldi geçti.
Peki, bu sefer değişen ne?
Her zaman olduğu gibi bu sefer de yine aynı taktikleri uygulayacaklar. İnsanımız bu konuda gözü açık olması lazım. Bu gün ise değişen çok şeyler var biz bunları tekrar hatırlatalım. Uyguladıkları siyaset ile Türkiye ve Avrupa Türk toplumunu sindireceklerini düşündüler. Tabii ki muvaffak olamadılar. Almanya, açıkça Türkiye aleyhinde yürüttüğü karalama ve iyi gün dostu siyaseti ile bu son bir kaç yılı burnumuzdan getirdi diyebiliriz. Bize ise şimdi fırsat doğdu. Seçim zamanı bizleri kandırmaya gelecek olan siyasilere takınacağımız tavrı bu kriterlere göre belirlememiz gerek.
- Asırlardır destek verdiğimiz Türk kökenli Milletvekillerini kendi oylarımız ile Alman meclisine kadar taşıdık. Haklarımızı doğru düzgün savunsunlar diye cami dernek demeden destek verdiklerimizin tümü bize faydalı olmak yerine, Ermeni Soykırımı Tasarısında, beklenmedik bir şekilde arkadan vurduklarını, unutmayalım.
- PKK’yı bir Terör örgütü olarak tanıyıp yasaklanmasını istedik ve başardık. Buna rağmen PKK hala silahları Almanlardan alıyorlar, hala Almanya PKK’ya kucak açıyor, Türk’e yasak olan PKK’ya serbest gibi olaylara şahit olduğumuzu, unutmayalım.
- 15 Temmuz Darbe girişimi başarılı olamayınca, Türkiye’nin yanında olacakları yerde, her fırsatta gerek Medya’da gerekse siyasi alanda Türkiye aleyhinde oldular. Bu yetmezmiş gibi FETÖ’cülere kanat gerip, haklarında tutuklama kararı olmasına rağmen iade etmeyip, kimilerine alman pasaportu bile veriyorlar ve hatta Cumhurbaşkanı tarafından ağırlandıklarını, unutmayalım.
- 31 Temmuz 2016’da Köln şehrinde yapılan Demokrasi mitingini türlü türlü engelleme ve caydırma politikasına rağmen, 40 bin kişinin katıldığını hem beklemeyip sindiremeyen Almanya, gurbetçilere, “Ya yaşadığınız ülkeye sadık olun, ya da bu ülkeyi terk edin” diyerek, ırkçı bir şekilde bizleri dışladıklarını, unutmayalım.
- Türkiye AB’ye giriş kapısını, mülteci krizi vesilesi ile lehimize yapılan güzel anlaşmalar ile aralarken, Darbe girişimi sonrasında, “ne de olsa bunlar yıkıldı bir de biz vuralım” dercesine, yapılan anlaşmaların %80’i yerine getirilmedi. AB’nin yaptığı açıklamalara baktığımızda sanki Türkiye başka bir ülkeyi işgal etmiş, zorbalık yapmış gibi dışlandığını ve dışlanmaya devam edildiğini, unutmayalım.
İnşallah bu sefer ki seçimlerde her zaman olduğu gibi, Almanya seçimlerinin malzemesi olmayız ve tavrımızı ona göre belirleriz. Zira yine malzeme olursak, seçimden sonra gurbetçileri hiç ama hiç ciddiye almayacaklar, bu kesin.
Almanya’da doğdu. Heidelberg Üniversitesi İslam Bilimi Bölümü mezunu. Askerlik için Türkiye’ye gitmiş ve askerlikten sonra Türkiye’de kalarak Bursa Uludağ Üniversitesinin Dış Tic. ve Uluslararası İlişkiler bölümlerini bitirdi. 2005 yılından beri Araştırmaları, fikir ve düşünceleri ile köşe yazılarında, okurları ile buluşmaktadır.