nazi almanyasi

Vahşi ve Tüyler Ürpertici Nazi Tıbbi Deneyleri Nedir?

yazan Arif Ağırbaş
Bu yazıyı beğenin

Aufrufe: 492

Nazi Tıbbi Deneyleri Nedir?

Yirminci yüzyılın teknolojik gelişmeleri ile birlikte anılan Tıp tarihinde, Üçüncü Reich döneminde yaşanan modernizasyon gözden kaçmamaktadır. En hafif adlandırmayla Toplama Kamplarında yapılan Nazi deneylerinde tüyler ürpertici detaylar, insanların kanını donduracak derecede canice yöntemlerle keşfedilmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan bir dizi ilaç denemesi ve çirkinleştirme deneylerinin çoğunda denek olarak kullanılan esirler Nazi doktorları tarafından değersiz birer kobay olarak görülmüşlerdir. Şimdi isterseniz bu deneylerin amaçlarını, yapılan uygulamaları ve Toplama Kamplarını inceleyelim. 

II. Dünya Savaşı sırasında bazı Alman bilim adamları toplama kamplarındaki birçok esir üzerinde onların rızası olmaksızın deneyler yapmışlardır ve bu deneylerin sonucunda denek olarak kullanılan insanlar hayatlarını kaybetmişler ya da sakat kalmışlardır. Alman toplama kampları Sachsenhausen, Dachau, Natzweiler, Buchenwald ve Nuengamma’da, bilim insanları sıtma, tifüs, tüberküloz, sarı humma ve bulaşıcı hepatit de dahil olmak üzere, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve tedavisine yönelik bağışıklık sistemi bileşenleri ve sera deneyleri yapmışlardır. Üçüncü Reich döneminde yapılan bahsi geçen insanlık dışı deneyler üç kategoriye ayrılmıştır. 

 

Birinci Kategori

Dr. Sigmund Rascher

Bu deneylerin birincisinde Dr. Sigmund Rascher tarafından Dachau’da, Alman Hava Kuvvetleri için oksijenli ve oksijensiz atlamalardaki farklılıkları gözlemlemek için düşük irtifa odalarını kullanarak zarar gören uçaklardan personelin atlayabileceğ

i üst sınırı bulabilmek için yüksek irtifa deneyleri yapmıştır. Deney sonunda kullanılan 200 mahkumun 80’i deney sırasında, geri kalanları da deneyden sonra öldürülmüşlerdir. Dr. Sigmund Rascher,  Hipotermi için etkili bir tedavi yöntemi bulmak amacıyla sözde dondurma deneyleri yürütmüştür. Aslında asıl amaç 2. Dünya Savaşında, Kuzey Buz denizinde düşman atışlarına maruz kalan Alman pilotların soğuk suda kaç dakika hayatta kalabileceklerini öğrenmektir. Bu amaçla Dr. Sigmund Rascher önce Dachau’da daha sonra Auschwitz’de bu soğuk ortamı kurarak toplam 300 denek kullanmıştır. Fakat yapılan deney, deneklerden 80-90’ının ölümüyle sonuçlanmıştır. Ayrıca Dachau’da, Dr. Hans Eppinger tarafından çingeneler üzerinde deniz suyunun içilebilmesine ilişkin çeşitli yöntemleri bulmak için deneyler yapılmıştır. Deniz suyu hiç değiştirilmeden deneklere verilmiş, 6-12 gün içerisinde deneklerde ciddi fiziksel patolojiler ve ölümler gözlemlenmiştir. Hatta denekler o kadar dehidre olmuşlardır ki, bir damla su için yerleri yalamışlardır.

 

İkinci Kategori

İkinci kategori ise, Alman Askeri İşgalci Personelinin sahada karşılaştığı yaralanma ve hastalıklara çare bulabilmek için ilaçların ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve denenmesini kapsamıştır.

Dr. Josef Mengele

Dr. Josef Mengele

Nazi doktorları deneklerin Akciğerlerine Tüberküloz basili enjekte etmiş ve gelişim evrelerini kaydetmiştir. 200 Yahudi esir, bu hastalık deneyleri sonucu ölmüştür. Buchenwald’de bir araştırma ekibi fenol, benzin ve siyanür bileşimiyle Rus mahkumlar üzerinde infaz denemeleri yapmışlardır. Deneylerde ilaç enjekte edildikten sonra Rus deneklerin ölüm hızları ölçülmüştür. Ravensbrueck Kampı, kemik greflemesi deneyleri ve kısa zaman önce geliştirilen Sülfa (sülfanilamid) ilaçlarının etkinliğinin denendiği yerdir. Aslında sülfanilamid deneyleri Alman Kuvvetler’inin 1941-1943 yıllarında gazlı kangrene bağlı çok ağır kayıplar vermesi nedeniyle araştırılmaya başlanmıştır. Sülfanilamid yaralanmalardan sonra oluşan enfeksiyonlarda bir tedavi yöntemi olarak hatta bir devrim niteliğindedir. Öncelikle sağlıklı Yahudi denekleri üzerinde savaş yaraları açılarak bu yaraların Kangren ve Tetanoz olmaları sağlanmış ve bu açık yaralarda “Sülfanilamid” kullanılarak tedavi evreleri izlenmiştir. Natzweiler ve Sachsenhausen’de ise, esirler olası antidotları test etmek için fosgen ve zehirli hardal gazına maruz bırakılmışlardır. Yapılan deneylerin geneli, Alman askerlerinin savaş cephelerinde karşılaştıkları salgın hastalık ve yaralanmalarla şekillenen akut ve viral enfeksiyonların çözümlerini bulmaktır. Bu deneyler için, kamplardaki sahipsiz esir Yahudi ve çingenelerin yanı sıra esir Rus askerleri de kullanılmıştır.

 

 

Üçüncü Kategori

mengele_ikizleri

mengele_ikizleri

Tıbbi deneylerin üçüncüsü ise, Nazi dünya görüşünün ırki ve ideolojik öğretilerini iletmek için yapılmıştır. Bu deneylerin en ünlüsü Auschwitz de, Dr. Josef Mengele’nin ikizler üzerinde yaptığı deneylerdir. Dr. Josef Mengele, Yahudi cüceler ve tek yumurta ikizleri üzerinde yaptığı deneylerle saf Aryan ırkından olan Almanların çoğalarak dünyada hakimiyet kurmaları için çoklu doğumları incelemiştir. Kullanılan deneklerden 1000 çift ikizin sadece 200 ü hayatta kalabilmiştir. Ayrıca Werner Fishcher’in Sachsenhausen’de yaptığı gibi farklı ırkların hastalıklara karşı ne tepkiler verdiğini araştırmak üzere Romanların (Çingeneler) üzerinde serolojik deneyler yapmıştır. Strasborg Üniversitesi’nden August Hirt araştırmasında, Yahudilerin ırksal olarak aşağılık oldukları gerçeğini ortaya koymayı hedeflemiştir. Nazilerin, ırklarla ilgili hedeflerinde ilerleme kaydetmeyi amaçladıkları diğer korkunç deneyler ise öncelikle Auschwitz ve Rawensbrueck’te yapılan bir dizi kısırlaştırma testidir. Bu kamplardaki bilim adamları, Yahudilerin, Romanların ve Nazilerin üzerinde çeşitli üreme ve kısırlaştırma deneyleri yaparak istenmeyen ırkların nasıl toplu olarak kısırlaştırılabileceğini tespit etmeye çalışmışlardır. Savaştan sonra bu doktorlar “Doktorlar Davası” olarak bilinen duruşmada yargılanmışlardır.   

Bu dönemde yapılan insan deneylerinin; İdeolojik, Askeri ve Tıbbi amaçlarla yapıldığı savunulmuştur. Nazi doktorları bu deneyleri bilimin geliştirilmesi için yaptıklarını savunmuş ve bunun mantıklı bir akıl yürütme yöntemi olduğunu düşünmüşlerdir.

Doktorların düşünceleri ve Nazi Almanya’sının siyasi fikirleri birbiriyle uyuşmaktaydı Saf ırk için deneyler yapan Nazi doktorları aynı zamanda Nazi Almanya’sının ideolojik olarak Yahudilere uyguladıkları soykırıma da önayak olmuşlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Nazi doktorlarından en ünlüleri olan Dr. Josef Mengele ve Dr. Sigmund Rascher özellikle aşağılık ırk olarak gördükleri Yahudiler ve Romanlar üzerinde yaptıkları deneylerle vahşetin kelime anlamına kendi isimlerini kazımışlardır. Bahsettiğimiz bilgilerin birçoğu Nazi Kamplarından kaçan esirler veya savaş sonrası kurulan mahkemede tanıkların verdiği ifadelere dayanmaktadır. 

 

 

 

- Yorumunuz -

BU YAZILAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

- Bu yazıyı beğendiyseniz paylaşın lütfen -
Share via
Send this to a friend