Ehl-i Beyt

Ehl-i Beyt Nuh’un Gemisi’dir Tutunan Kurtulur

yazan Arif Ağırbaş
Bu yazıyı beğenin

Aufrufe: 204

Ehl-i Beyt Nuh’un Gemisi’dir

 

Allahu Teâlâ’yı seven kimse, elbette O’nun sevdiklerini de sever. Önce Allah’ın Habibi Hz. Resulullah’ı (s.a.v) sever. Sonra ona ait olan, ondan sayılan, onunla anılan her şeyi sever. Sevmesi de gerekir. Bunların başında Ehl-i Beyt gelir.

Ehl-i beyt, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’ın (s.a.v.) bütün aile fertlerine denir.

Resulullah efendimizin soyu, Hazret-i Fatıma’dan devam etti. Hazret-i Hasan’ın çocuklarına ve torunlarına Şerif, Hazret-i Hüseyin’in nesline de Seyyid denir. Onları sevmek her Mümin’in vazifesidir.

Müminlere, Allah Resulü’nün sevilmesi farz kılındığı gibi onun parçası olan yakınlarının da sevilmesi bekleniyor. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

“Resulüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Şûrâ/23)

Resulullah (s.a.v) Efendimiz, Ehl-i Beytini sevmek kendisini sevmekten ileri geldiğini ayrıca şöyle belirtmiştir: “Sizi nimetleriyle rızıklandırıp gıdalandırdığı için Allah’ı seviniz. Beni Allah’ı sevdiğiniz için seviniz. Ehl-i Beytimi de beni sevdiğiniz için seviniz.” (Tirmizî, Menâkıb, 32)

Kıldığımız her namazda, “Âli Muhammed” diye dua ettiğimiz Ehl-i Beyt olduğu unutulmamalıdır. Namazlarımızda dahi Ehli Beyti önemseyip yer verildiğine göre, onlara karşı sevgi ve hürmet eksik olmaması gerekir. Nitekim Resulullah efendimiz hadisi şerifte söyle buyurmaktadır: “Şu üç hürmeti gözetenin, dini ve dünyası muhafaza edilir. İslam’a, Peygambere ve Onun nesline hürmet.” (Taberani)

Ehli Beyte sevgi ve hürmet göstermenin yani sıra, onlara tabii olmak ve sımsıkı sarılmak bizlere şiddetle tavsiye edilmekte. Peygamber efendimizin ahlakıyla ahlaklanmış

Evlad-ı Rasul olan zatlar, elbette dedeleri Resulullah (s.a.v.) gibi, ümmet için bir kurtuluştur. Taberani de geçen Hadisi Şerifte, “Ehl-i Beytim, Nuh’un gemisi gibidir. Tutunan kurtulur, tutunmayan, boğulur.”

Az da olsa anlatmaya çalıştığımız Ehli Beytin önemini dile getirdikten sonra bir olaya da dikkat çekmek istiyorum.

Hayatımızda ufak tefek olaylara yer vermemiz bizler için bazen çok büyük önem taşıyabilmektedir. Bazı vuku bulmuş olayları unutmayıp hatırlamak ile görevlerimizi yerine getirmeye vesile olabiliyor.

İşte bu noktada hatırlamamız gereken, Ehli Beytin gülü olan Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehid edilmesidir.

Aşure gününe denk gelen Kerbela olayını acaba hatırlıyor muyuz? Adet haline gelmiş, Aşure gününde sevdiklerimize Aşure dağıtmanın yanı sıra, Hz. Hüseyin’in günlerdir bir damla su içemeden şehid edildiği aklımıza geliyor mu?

Resulullah efendimizin her fırsatta öpüp kokladığı Hasan ve Hüseyin’in şehadetlerinden dolayı bir gün üzüldük mü?

Kerbela günü, Hz. Hüseyin’in yanındaki bir avuç mücahid ve Ehli Beyt’ten kadın ve çocuklar binlerce askerden oluşan orduya karşı büyük bir direnç gösterip bir bir şehadet şerbetini içmişlerdi. En son Hz. Hüseyin kahramanca savaştı ve almış olduğu otuz üç mızrak ve otuz dört kılıç yarası ile bedeni toprağa yığılmıştı ve mübarek başını gövdesinden ayırdıklarını bir gün düşündük mü, aşure gününde?

Kerbela’da Hz. Hüseyin’in akrabalarından yetmiş iki kişi şehid düşüp, Ehli Beyt, tümden imha edilmek istendiğini biliyor muydunuz?

Ehli Beyti sevmenin ve hürmet göstermenin önemini yukarıda belirttik. Onları sevmenin faziletine kavuşmak, onları sevmekten meydana gelir. Hz. Hüseyin’in ve Hz. Hasan’ın şehadetlerinden ötürü bir an olsun üzülmek, onları sevmenin göstergesidir.

Günümüzde mevcut ve Evlad-ı Rasul olan mübarek Allah dostları vardır. Bu zatlar Peygamber efendimizin varisleridirler. Onlara gösterilen hürmet Ehli Beyte gösterilmiş gibi olur ve dolayısıyla Peygamber efendimize gösterilen hürmet gibi sayılmaktadır.

Rabbim şefaatlerine nail eylesin inşallah.

 

 

 

- Yorumunuz -

BU YAZILAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

- Bu yazıyı beğendiyseniz paylaşın lütfen -
Share via
Send this to a friend